“Burada yirmi yedi yarasa türü var. Herkes kış uykusu için farklı soğuk bölgeleri tercih eder, bazı türler kış için güneye uçar. Spesifik olarak, Valč u atepırů'da bira fabrikası mahzenlerine liderlik ediyor. Bunlardan 139'unu saydık. Siyah yarasa galip geldi, bunlardan 84'ü vardı.”
Dedektifler için çalışmak
Kale ve taş mezarındaki istatistiklere yirmi bir yarasa daha eklendi. “Özellikle Valča'da bu rekor bir nüfus sayımıdır. Görünüşe göre bu korunan canlılar burada çok iyi durumdalar” diye ekledi Tájek. Valča'da sayım görevlileri siyah yarasaların yanı sıra uzun kulaklı, ıslık çalan, büyük, akşam ve uzun kuyruklu yarasalarla da karşılaştı.
Nüfus sayımının tam anlamıyla bir dedektiflik işi olduğu söyleniyor. “Her köşeyi, bucağı aramalıyız. Bölgede hiç yarasa bulunmadığının söylendiği ve birkaç düzine yarasa saydığımız vakalarla karşılaştım. Yirmi yıldır yarasaları sayan doğa bilimci, “Onlar saklanma konusunda ustalar” diye açıkladı.
İnsanlara uyum sağlıyorlar
Tájko'ya göre yarasalarımızın çoğu türünün sayısı giderek artıyor. “Buna çok sevindim. Orta Avrupa yarasalarının geleceğinin çok kötü göründüğü zamanlar oldu. Yarasaların besini olan böcekleri öldürmek amacıyla DDT kullanımının yasaklanması sayesinde sayıları giderek artıyor. Ancak bu aynı zamanda iklim ısınmasıyla da alakalı” dedi Tájek.
Yarasalar da son yıllarda insan yapılarında yaşamaya uyum sağladı. Yarasalarla ilgili sorun genellikle bir yavruya sahip olmaları ve bu nedenle sayıları nispeten yavaş artıyor” dedi Tájek. Yarasa saymanın bir anlamı olduğunu ekledi. “Bu önemli bir aktivite, yarasalar bize doğanın ve çevrenin genel durumu hakkında sağlam bir resim veriyor” diye belirtti.
Müziği de umursamıyorlar
“Halkın bu hayvanları olumsuz algılamaması için farkındalık yaratmaya çalışıyoruz” diyen Tájek, bu konuyla ilgili çeşitli etkinlikler düzenlendiğini de sözlerine ekledi. “İnsanların yarasalara dair algısını değiştirmeyi amaçlıyorlar. Tájek, 7 Eylül'de Sokolovska'daki Jeroným madeninde büyük bir etkinlik planlıyoruz” diye ekledi. Valeč Kalesi'nin kale muhafızı Tomáš Petr, sergi alanında yarasaların görülmesine çok şaşırdı.
“Bira fabrikası mahzenlerinde her zaman bunların çoğu vardır. Ancak bazılarının kış uykusu için hâlâ her hafta sonu turların düzenlendiği bölgeleri tercih edeceğini beklemiyorduk. Bir de müzik çalıyor o yüzden pek huzurları yok. Görünüşe göre o kadar derin uyuyorlar ki bu onları rahatsız etmiyor,” kale muhafızı gülümsedi. Ona göre şatonun arazisi, Doupovské Dağları bölgesindeki yarasalar için bilinen en önemli kışlama alanıdır.
Dedektifler için çalışmak
Kale ve taş mezarındaki istatistiklere yirmi bir yarasa daha eklendi. “Özellikle Valča'da bu rekor bir nüfus sayımıdır. Görünüşe göre bu korunan canlılar burada çok iyi durumdalar” diye ekledi Tájek. Valča'da sayım görevlileri siyah yarasaların yanı sıra uzun kulaklı, ıslık çalan, büyük, akşam ve uzun kuyruklu yarasalarla da karşılaştı.
Nüfus sayımının tam anlamıyla bir dedektiflik işi olduğu söyleniyor. “Her köşeyi, bucağı aramalıyız. Bölgede hiç yarasa bulunmadığının söylendiği ve birkaç düzine yarasa saydığımız vakalarla karşılaştım. Yirmi yıldır yarasaları sayan doğa bilimci, “Onlar saklanma konusunda ustalar” diye açıkladı.
İnsanlara uyum sağlıyorlar
Tájko'ya göre yarasalarımızın çoğu türünün sayısı giderek artıyor. “Buna çok sevindim. Orta Avrupa yarasalarının geleceğinin çok kötü göründüğü zamanlar oldu. Yarasaların besini olan böcekleri öldürmek amacıyla DDT kullanımının yasaklanması sayesinde sayıları giderek artıyor. Ancak bu aynı zamanda iklim ısınmasıyla da alakalı” dedi Tájek.
Yarasalar da son yıllarda insan yapılarında yaşamaya uyum sağladı. Yarasalarla ilgili sorun genellikle bir yavruya sahip olmaları ve bu nedenle sayıları nispeten yavaş artıyor” dedi Tájek. Yarasa saymanın bir anlamı olduğunu ekledi. “Bu önemli bir aktivite, yarasalar bize doğanın ve çevrenin genel durumu hakkında sağlam bir resim veriyor” diye belirtti.
Müziği de umursamıyorlar
“Halkın bu hayvanları olumsuz algılamaması için farkındalık yaratmaya çalışıyoruz” diyen Tájek, bu konuyla ilgili çeşitli etkinlikler düzenlendiğini de sözlerine ekledi. “İnsanların yarasalara dair algısını değiştirmeyi amaçlıyorlar. Tájek, 7 Eylül'de Sokolovska'daki Jeroným madeninde büyük bir etkinlik planlıyoruz” diye ekledi. Valeč Kalesi'nin kale muhafızı Tomáš Petr, sergi alanında yarasaların görülmesine çok şaşırdı.
“Bira fabrikası mahzenlerinde her zaman bunların çoğu vardır. Ancak bazılarının kış uykusu için hâlâ her hafta sonu turların düzenlendiği bölgeleri tercih edeceğini beklemiyorduk. Bir de müzik çalıyor o yüzden pek huzurları yok. Görünüşe göre o kadar derin uyuyorlar ki bu onları rahatsız etmiyor,” kale muhafızı gülümsedi. Ona göre şatonun arazisi, Doupovské Dağları bölgesindeki yarasalar için bilinen en önemli kışlama alanıdır.