“Koleksiyonlarını ilk olarak Cheb şehrine sundu. Ancak ilgiyle karşılaşmadı. Yaptığı işin boşa gitmemesinden korktuğu için Şansölye Metternich'e döndü ve teklifini kabul etti. Çeyrek yüzyıl boyunca Kynžvart kalesinde kale muhafızı olarak çalışan tarihçi Miloš Říha, ömür boyu gelir ve ısıtmalı ücretsiz konut karşılığında Huss'un Kynžvart'taki koleksiyonlarıyla ilgilenmeye devam etmesine izin verdi” dedi.
Tatile çıktıktan sonra Říha, kendisini yoğun bir şekilde Cheb şehrinin tarihine adar, kronikleri tercüme eder ve Cheb'in tarihinden ilginç gerçekleri arar. Ona göre Karl Huss, Kynžvart'ta önemli bir Cheb izi bıraktı. Kalenin antika dolabı, Huss'un tüm koleksiyonlarının yanı sıra el yazmalarını da içerir. Huss'un 1797-1828 yılları arasında yazdığı dört ciltlik Cheb vakayinamesinin orijinali de aynı şekilde.
Elinden geleni kurtardı
“O tam bir salaktı. Şehirde dolaştı, ilginç bir şey aradı, neyin nerede kırıldığına baktı ve sonra bunun için ağıt yaktı. Chronicle'ında Cheb'deki anıtların nasıl yok edildiğinden yakındı ve kurtarabildiğini kurtardı” diyor Říha. Örneğin kalenin depolarında Nürnberg'in Cheb şehri için 16. yüzyılın ortalarında yapılmış, aslında küçük el topları olan savunma kancalı topları var.
Armalar şehrin armasını ve yılı taşıyor. Bir süre sonra tasfiye edildiklerinde, Karl Huss bunu ciddiye aldı ve bir kısmını kurtardı. Kynžvart'ta doğrudan Cheb'le ilgili olan bir diğer sergi ise eski bir casusa ait hatıra plaketi. Ev hâlâ Hradební Caddesi'ndeki ilkokulun karşısında duruyor. Geniş kompleksin bir kısmı avluya kadar uzanıyor.
Huss'un izinde
“Binanın sokağa bakan kısmı. Temel taşı Çek kralı Ferdinand tarafından atıldı. Binada, inşaatına katkıda bulunan meclis üyelerinin ve belediye başkanlarının isimlerinin yer aldığı bir hatıra plaketi de bulunuyordu. Bugün artık burada asılı durmuyor ama Karl Huss sayesinde geri dönülemez biçimde kaybolmadı. Bizim için Kynžvart koleksiyonlarında bugüne kadar korundu” diye ekledi Miloš Říha.
Miloš Říha, orijinal çağdaş müze kataloglarını, orijinal el yazısıyla yazılmış envanterleri ve Kynžvart'la ilgili diğer belgeleri işledi. Böylelikle, Prens Metternich'in zamanında kale müzesine gelen ziyaretçileri hayrete düşüren birçok antik veya egzotik merakın kökenine ve tarihine ışık tutmaya yardımcı oldu ve böylece onlara uzun zamandır unutulmuş hikayelerini geri verdi.
Tatile çıktıktan sonra Říha, kendisini yoğun bir şekilde Cheb şehrinin tarihine adar, kronikleri tercüme eder ve Cheb'in tarihinden ilginç gerçekleri arar. Ona göre Karl Huss, Kynžvart'ta önemli bir Cheb izi bıraktı. Kalenin antika dolabı, Huss'un tüm koleksiyonlarının yanı sıra el yazmalarını da içerir. Huss'un 1797-1828 yılları arasında yazdığı dört ciltlik Cheb vakayinamesinin orijinali de aynı şekilde.
Elinden geleni kurtardı
“O tam bir salaktı. Şehirde dolaştı, ilginç bir şey aradı, neyin nerede kırıldığına baktı ve sonra bunun için ağıt yaktı. Chronicle'ında Cheb'deki anıtların nasıl yok edildiğinden yakındı ve kurtarabildiğini kurtardı” diyor Říha. Örneğin kalenin depolarında Nürnberg'in Cheb şehri için 16. yüzyılın ortalarında yapılmış, aslında küçük el topları olan savunma kancalı topları var.
Armalar şehrin armasını ve yılı taşıyor. Bir süre sonra tasfiye edildiklerinde, Karl Huss bunu ciddiye aldı ve bir kısmını kurtardı. Kynžvart'ta doğrudan Cheb'le ilgili olan bir diğer sergi ise eski bir casusa ait hatıra plaketi. Ev hâlâ Hradební Caddesi'ndeki ilkokulun karşısında duruyor. Geniş kompleksin bir kısmı avluya kadar uzanıyor.
Huss'un izinde
“Binanın sokağa bakan kısmı. Temel taşı Çek kralı Ferdinand tarafından atıldı. Binada, inşaatına katkıda bulunan meclis üyelerinin ve belediye başkanlarının isimlerinin yer aldığı bir hatıra plaketi de bulunuyordu. Bugün artık burada asılı durmuyor ama Karl Huss sayesinde geri dönülemez biçimde kaybolmadı. Bizim için Kynžvart koleksiyonlarında bugüne kadar korundu” diye ekledi Miloš Říha.
Miloš Říha, orijinal çağdaş müze kataloglarını, orijinal el yazısıyla yazılmış envanterleri ve Kynžvart'la ilgili diğer belgeleri işledi. Böylelikle, Prens Metternich'in zamanında kale müzesine gelen ziyaretçileri hayrete düşüren birçok antik veya egzotik merakın kökenine ve tarihine ışık tutmaya yardımcı oldu ve böylece onlara uzun zamandır unutulmuş hikayelerini geri verdi.