Milli Mücadele Ne Için Başladı ?

Umut

New member
\Milli Mücadele Ne İçin Başladı?\

Türk milletinin, Kurtuluş Savaşı olarak bilinen ve 1919-1922 yılları arasında gerçekleşen Milli Mücadele, sadece askeri bir zafer değil, aynı zamanda bir ulusun bağımsızlık ve egemenlik mücadelesinin simgesidir. Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı'ndaki mağlubiyetinin ardından, ülkenin büyük bir bölümü işgal edilmiş, halk yoksulluk ve sefalet içinde kalmıştı. Ancak bu işgaller, Türk halkının bağımsızlık ve özgürlük mücadelesine başlamasına da zemin hazırlamıştır. Peki, Milli Mücadele ne için başladı?

\İşgallerin Başlangıcı ve Osmanlı İmparatorluğu'nun Çöküşü\

I. Dünya Savaşı'nın sonunda Osmanlı İmparatorluğu, yenilgiye uğrayarak Mondros Mütarekesi'ni imzalamak zorunda kaldı. Bu mütareke, Osmanlı topraklarında yabancı devletlere çeşitli ayrıcalıklar tanıyor ve pek çok stratejik bölgenin işgalini kolaylaştırıyordu. Bu durum, Türk halkı için büyük bir tehdit oluşturdu. Özellikle İstanbul'un işgali, İzmir'in Yunanlar tarafından alınması ve Anadolu'nun birçok bölgesinin işgal altına alınması, halk arasında büyük bir tepkiye yol açtı. Bu işgaller, bir yandan halkın bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin tohumlarını atarken, diğer yandan da Anadolu'da direniş hareketlerinin ortaya çıkmasına neden oldu.

\Türk Milleti'nin Bağımsızlık Arayışı\

I. Dünya Savaşı'ndan sonra Osmanlı İmparatorluğu'nun resmi olarak sona ermesi, Türk milletinin kaderini değiştiren bir dönüm noktasıydı. Bu dönemde işgalci güçler, Türk topraklarında egemenlik kurma amacını güderken, Türk halkı bu durumu kabul etmek istemedi. Halk, kendi geleceği için bağımsızlık ve egemenlik arayışına girdi. Ancak bu arayış, sadece askeri bir zaferden ibaret değildi. Aynı zamanda bir ulusun onuru, özgürlüğü ve varlığı için verilen bir savaştı.

Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a çıkarak Kurtuluş Savaşı'nı başlatması, bu arayışın somut bir adımıydı. Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük için verdiği bu mücadele, sadece askeri zaferler değil, aynı zamanda bir halkın ortak iradesinin zaferiydi. Mustafa Kemal'in Samsun'dan başlattığı bu mücadele, halkın direnişini organize etmek ve Türk milletinin kendi kaderini tayin etme hakkını elde etmesini sağlamak amacını taşıyordu.

\İşgallerin ve Sevr Antlaşması'nın Etkisi\

Sevr Antlaşması, Türk milletinin varlığını yok etmeyi amaçlayan bir plandı. Bu antlaşma, Osmanlı İmparatorluğu'nu fiilen ortadan kaldırarak, Türk topraklarını pek çok bölgeye bölecek ve ulusal egemenliği sonlandıracaktı. Türk halkı, Sevr Antlaşması’nın imzalanmasını kabul etmemiştir. Yunan işgali, Ermeni isyanları ve Fransızların güneydeki etkisi gibi faktörler, halk arasında büyük bir direniş hareketinin başlamasına yol açtı. Sevr Antlaşması’nın getirdiği ağır şartlar, Türk milletinin özgürlük mücadelesine olan kararlılığını daha da pekiştirdi.

Mustafa Kemal ve silah arkadaşları, Sevr Antlaşması’nın halk üzerinde yarattığı tedirginliği ve işgalci güçlerin amacı olan Anadolu’nun paylaşılmasını engellemek için harekete geçtiler. Bu, sadece bir bölgenin kurtarılması değil, Türk milletinin haysiyetinin ve bağımsızlığının korunması için verilen bir savaştı. Bu yüzden Milli Mücadele, sadece toprakların işgal edilmesiyle başlamadı; aynı zamanda Türk milletinin egemenlik ve bağımsızlık mücadelesinin de başlangıcıydı.

\Milli Mücadele’nin Başlatılma Kararı\

Milli Mücadele, yalnızca bir grup asker ya da liderin kararına bağlı bir hareket değildi. Bu hareketin arkasında, halkın büyük bir çoğunluğunun talepleri, istekleri ve ulusal bir direnişe duyduğu ihtiyaç vardı. Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde başlatılan bu mücadele, işgallere karşı çıkmanın ötesinde, Türk milletinin ulusal egemenliğini yeniden tesis etme amacını taşıyordu. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Mustafa Kemal, Amasya Genelgesi ile halkı ve milletvekillerini uyararak, Milli Mücadele’nin gerekliliğine dikkat çekmiştir. Bu genelgede, Osmanlı hükümetinin ve padişahın işgalci güçler karşısındaki tutumunun yetersizliği vurgulanarak, ulusal egemenliğin yeniden sağlanması gerektiği belirtilmiştir.

\Milli Mücadele'nin Sosyal ve Ekonomik Sebepleri\

Milli Mücadele sadece askeri ve siyasi bir tepki değildi. Aynı zamanda halkın günlük hayatındaki büyük zorluklara, ekonomik sıkıntılara ve sosyal adaletsizliğe karşı bir tepkiydi. Anadolu halkı, yıllarca süren savaşın ardından yoksulluk içinde yaşamaktaydı. İşgal altındaki bölgelerde halkın temel ihtiyaçları karşılanamıyordu. Bu koşullar altında, halkın tek kurtuluş yolu olarak gördüğü şey, bağımsızlık ve özgürlük mücadelesiydi.

Ayrıca, padişahın ve hükümetin işgaller karşısındaki zayıf duruşu ve halkın yaşamını iyileştirme konusundaki yetersizliği, bağımsızlık mücadelesinin meşruiyetini artıran etkenlerdi. Halk, işgalci güçler karşısında yalnız kalmış, kendi geleceğini belirleme hakkına sahip olmak için mücadele etmeye karar vermiştir.

\Sonuç ve Sonuçların Değerlendirilmesi\

Milli Mücadele, yalnızca askeri zaferler ve toprak kazanımlarıyla sınırlı değildi. Bu mücadele, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük arayışının bir simgesi haline gelmiş, sonunda Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuyla sonuçlanmıştır. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilan edilmesi, Milli Mücadele’nin en büyük zaferiydi.

Kurtuluş Savaşı, sadece işgal altındaki toprakları kurtarmakla kalmamış, aynı zamanda bir milletin kültürel, sosyal ve ekonomik olarak yeniden dirilişini simgelemiştir. Bu dirilişin öncüsü ise, halkın özgürlük ve bağımsızlık mücadelesine olan sarsılmaz inancıydı. Milli Mücadele, Türk milletinin tarihindeki en önemli dönüm noktalarından birini oluşturmuş, aynı zamanda tüm dünyaya bağımsızlık mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu göstermiştir.

Sonuç olarak, Milli Mücadele'nin başlangıcı, sadece bir işgal ve onu takip eden zorluklara karşı verilen bir savaş değildi. Aynı zamanda Türk halkının kendi geleceğini belirleme kararlılığının bir ifadesiydi. Bu mücadele, Türk milletinin tarihindeki en büyük bağımsızlık savaşlarından birini oluşturmuş ve Cumhuriyet’in temellerini atmıştır.